ELİMDE DEĞİL
İçten olmayı gönülden istiyoruz. Ama ne yazık ki davranışlarımız, her
zaman düşündüklerimizin yansıması olamıyor. Kusursuz bir içtenlikten
söz edebilmemiz için, ikisi arasındaki ilişkilerin uyumlu bir biçimde
düzenlenmesi gerekir. Davranışlarımız düşüncelerimize, duygularımıza
yakınlaştıkça içten olmaktaki başarımız da artmaz mı?.. Ne duruyoruz
öyleyse? Sarılsak ya birbirimize!..
Aradım seni... Tanrı gibi her yanımda olduğun halde aradım seni...
Ellerini tutup gözlerinin içine bakmak istedim. Kanımın akışındaki
değişikliği bir kez daha anlatmak diledim. Biliyorum çok olmadı
ayrılığımız... Belki bir an bile değil... Ama özlüyorum işte... Elimde
değil...
Yaşantılar unutulmaz izlenimler bırakıyorsa eğer, yeniden benzerlerini
yaşamak için çaba göstermeye değer... Bazen bir tek an mutlu eder
insanı... Bazen da saatlerce sürer mutluluklar... Bir de belleğimizin
ömür boyu yaşattıkları var... Sen dokusu olmuşsun belleğimin... Sen,
atar damarı olmuşsun yüreğimin... Seni unutmaya, söküp atmaya imkan mı
var?...
Rastlantılarımızın en güzellerinden biriydi... Küçük derelerin coşkun
ırmaklara, coşkun ırmakların taşarak, köpürerek denizlere dökülüşü gibi
koşup sarıldık birbirimize... İçten bir özlemin sıcaklığını
kucaklıyordu ellerimiz... Umuttan daha ölümsüz esintilerle doldu
yüreklerimiz...
Bazı anlarda anlatmak istediklerimiz, anlatabildiklerimizin öyle üstüne
çıkıyor ki, karşımızdakinin sezilerine baş vurmaktan başka çıkar
yolumuz kalmıyor!.. Esirgeme benden sezilerini!.. Anlatımdaki
yoksulluğumu yüzüme vurma!.. Büyülü bakışlarını sitemle doldurma!..